50 VE DAHA FAZLA İŞÇİ ÇALIŞTIRAN ŞİRKETLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
4857 sayılı İş Kanunu ve 6631 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca iş yerinde çalışan işçi sayısının 20, 30, 50, 100 ve 150’yi aştığı hallerde işverenlerim birtakım ek yükümlülükleri ortaya çıkmaktadır. Şirketlerin çalışan sayısı arttıkça sorumlulukları da buna bağlı olarak artmaktadır.
50 ve daha üzeri personel çalıştıran işverenlere ilişkin de bir çok yasal yükümlülük bulunmaktadır. Bu yükümlülükler; engelli ve eski hükümlü ile terör mağduru çalıştırma zorunluluğu, iş yeri hekimi bulundurma ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu, iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurma ve kurulun kararlarını uygulama yükümlülüğü, KVKK Kapsamında Verbis Sistemine Kayıt Yükümlülüğü, Çalışan Temsilcisi Seçme Yükümlülüğü , Toplu İş Çıkışını Bir Ay Önceden Bildirme Yükümlülüğü şeklindedir.
100 ve daha fazla personel çalıştıran işverenler için de bu yükümlülüklerin yanı sıra Yıllık İzin Kurulu Oluşturma Yükümlülüğü, emzirme odası açma yükümlülüğü (100 ve daha fazla kadın işçi çalıştırılması halinde) söz konusudur. 150 ve daha fazla personel çalıştıran işverenlerin bu hususların yanı sıra yurt ve kantin açma yükümlülüğü, çocuk bakım yurdu açma yükümlülüğü ( 100 ve daha fazla kadın işçi çalıştırılması halinde ) mevcuttur.
İşbu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ise cezai müeyyideler söz konusu olmaktadır.
BU MAKALEMİZDE ELLİ VE DAHA FAZLA İŞÇİ ÇALIŞTIRAN İŞVERENLERİN 4857 SAYILI İŞ KANUNU VE 6631 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE 6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU VE VERİ SORUMLULARI SİCİLİ YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDA DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ İNCELEYECEĞİZ.
1-ENGELLİ ve HÜKÜMLÜ İŞÇİ İSTİHDAM YÜKÜMLÜLÜĞÜ
4857 sayılı İş Kanunu’nun m.30 hükmü gereği 50 ve üzeri işçi çalıştırılan özel sektör işyerinin %3 oranında engelli, kamu işyerlerinin %4 oranında engelli işçiyi ve %2 eski hükümlü işçi veya terör olaylarının sebep ve tesiri sonucu malul sayılmayacak şekilde yaralanan mağdurları durumlarına uygun işlerde çalıştırma yükümlülükleri bulunmaktadır.
Aynı il sınırları içerisinde işverenin birden fazla iş yerinin olması halinde, iş yerlerinde bulunan çalışanların tamamı hesaplamaya dahil edilip toplam işçi sayısına göre hesap yapılmalıdır. Toplam işçi sayısında yüzde oranında hesap yapıldığında küsüratlı çıkan sonuçlarda ise sonraki tam sayıya tamamlama yöntemi uygulanır. Yani yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmayarak, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülmelidir. Örneğin; 57 çalışanı olan özel sektör bir iş yerinde engelli çalışan sayısı hesaplanırken 57’ nin %3 ‘ü 1,71 olarak bulunan sonuç 2 ‘ye tamamlanacaktır.
Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere karşı; çalıştırmadığı her bir engelli/ hükümlü başına, çalıştırmadığı her ay için, 4857 Sayılı İş Kanunu’ nun m.101 hükmü gereği idari para cezası uygulanır. İhlalin devam ettiği her ay için ceza uygulanmakta olup istihdam edilmesi gerektiği halde istihdam edilmeyen her bir engelli / hükümlü için ayrı ceza uygulanması söz konusudur.
Engelli ve eski hükümlü personel çalıştırılırken dikkate edilmesi gereken birtakım hususlar söz konusudur. Şöyle ki; İşçi sayısı tespit edilirken belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmelerine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar ise, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve hesaplamaya dahil edilir.
Yer altı ve su altı işlerinde engelli çalıştırılamaz. Yer altı ve su altı işleri ile güvenlik alanında güvenlik personeli olarak çalışanlar işçi sayısının tespitinde dikkate alınmayarak hesaplamaya dahil edilmeyecektir. Yine istihdam edilen engelli personel de toplam çalışan sayısının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.
2- İŞ YERİ HEKİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI ÇALIŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
İşyeri Sağlık Ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık Ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik’in İşverenlerin yükümlülükleri Başlıklı Madde 5/ (2): “ İşverenler, devamlı olarak en az 50 işçi çalıştırdıkları işyerlerinde bu hizmeti vermek için, işyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturmakla ve bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer personeli ve sanayiden sayılan işlerde bir veya birden fazla iş güvenliği uzmanını görevlendirmekle yükümlüdürler. İşverenler, bu yükümlülüklerini, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin tamamını veya bir kısmını işyeri dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alarak da yerine getirebilirler.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Dolayısıyla 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında bulunan ve devamlı olarak en az 50 ve daha fazla işçi çalıştıran az tehlikeli veya çok tehlikeli işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve diğer sağlık personeli çalıştırma zorunluluğu bulunmaktadır. Zorunlu olmasına rağmen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 6. maddesine göre; iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bulundurmayan işverenlerin ise az tehlikeli veya çok tehlikeli kategorisiyle birlikte çalışan sayısına göre değişen idari para cezalarını ödeme yükümlülükleri söz konusu olacaktır.
3- İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULU KURMA VE KURULUN KARARLARINI UYGULAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
İşverenlerin 6631 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndan doğan yükümlülükleri mevcut olup İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin çalışmalar yürütmesi amacıyla İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurma ve kurulun kararlarını uygulama yükümlülükleri getirilmiştir.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 22. Maddesi 1. Fıkrası: “ Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular.” Şeklindedir.
Anılan madde hükmüne göre işverenlerin, 50 ve daha fazla çalışanının bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmaların yapılması amacıyla iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurma yükümlülükleri bulunmaktadır. Yine işverenlerce iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararları uygulanmalıdır. Bu kurulun oluşturulmaması halinde işverenlere karşı az tehlikeli, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıf olmak üzere değişen idari para cezaları uygulanmaktadır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 22. Maddesi 2. Fıkrasında ise Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallere ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan madde hükmüne göre;
4- KVKK KAPSAMINDA VERBİS SİSTEMİNE KAYIT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Veri Sorumluları Sicili (VERBİS), veri sorumlularının kayıt olmak zorunda oldukları ve veri işleme faaliyetleri ile ilgili bilgileri beyan ettikleri bir kayıt sistemidir. Veri sorumlularının, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Veri Sorumluları Sicili Yönetmeliği kapsamında belirlenen şirketlerin Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi'ne )kaydolmaları gerekir. Kanun ve Yönetmelik'te belirtilen VERBİS kayıt yükümlülüğüne ilişkin usul ve esaslar ile kaydolunması için belirlenen süreler, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından ilan edilmektedir. Kurul ise 11.03.2021 tarihli ve 2021/238 sayılı kararını değiştirerek en son 06.07.2023 tarih ve 2023/1154 sayılı kararı ile; Yıllık çalışan sayısı 50'den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 100 milyon TL'den çok olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları ile yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişi veri sorumlularının Sicile kayıt yükümlülüğünü yerine getirmeleri için belirlenen sürenin 31.12.2021 tarihine kadar uzatılmasına karar vermiştir.
Yukarıdaki şartlara sahip olan tüm şirketlerin VERBİS kaydını yaptırması ve kanundaki tüm tedbirleri alması gerekmektedir. Yer vermiş olduğumuz kararda belirtilen 31.12.2021 tarihinin geçmiş olması kayıt yükümlülüğünün ortadan kalktığı anlamına gelmemekte olup anılan yükümlülük hala devam etmektedir. Dolayısıyla, tarih geçmiş olsa dahi kayıt yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde bu durum re’sen veya şikayet üzerine tespit edilebilecektir. Yükümlülüğün yerine getirilmediği tespit edilmesi halinde ise idari para cezası uygulanabileceğinden yükümlü olan şirketlerin zaman kaybetmeden kayıt yaptırması gerekmektedir.
5- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ SEÇME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 20. Maddesi: “ (1) İşveren; işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, aşağıda belirtilen sayılarda çalışan temsilcisini görevlendirilir.” şeklinde olup anılan madde hükmünde çalışan temsilcisi düzenlenmiştir. İşbu madde hükmünde çalışan sayılarına göre kaç çalışan temsilcisi bulundurulması gerektiğine de yer verilmiştir.
6- TOPLU İŞ ÇIKIŞINI BİR AY ÖNCEDEN BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
4857 Sayılı İş Kanunu Toplu işçi çıkarma başlıklı Madde 29 : ” İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirir.
İşyerinde çalışan işçi sayısı:
a) 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin,
b) 101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin,
c) 301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin,
İşine 17 nci madde uyarınca ve bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır.” Şeklindedir.
İlgili kanun maddesinden anlaşılacağı üzere toplu işçi çıkarma sayılan bu hallerde işverenin bildirim yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu halde işveren fesih tarihinden en az 30 gün öncesinde yazı ile iş yeri sendika temsilcilerine, ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ve İŞKUR Müdürlüğü’ ne bildirimde bulunmakla yükümlüdür.
Ancak toplu iş çıkarmaya ilişkin sayı hesabı yapılırken; mevsim ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin çıkarılması, istifa ile işçinin iş akdini feshetmesi, karşılıklı anlaşma (ikale) ile iş akdinin feshedilmesi, deneme süresi içerisinde çıkarılan işçiler, işverenin başka bir iş yerine nakli nedeniyle işçinin çıkarılması, işveren tarafından İş Kanunu md.25 gereğince haklı nedenle iş akdinin feshedilmesi durumlarında çıkarılan işçiler hesaplamaya dahil edilmez.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 100. Maddesi gereği toplu iş çıkarmaya ilişkin hükümlere aykırı hareket edilmesi halinde işverenlere veya işveren vekiline işten çıkardığı her işçi için ayrı idari para cezası uygulanır.
Ayrıca işveren toplu işçi çıkarılmasına ilişkin hükümleri 18, 19, 20 ve 21 inci madde hükümlerinin uygulanmasını engellemek amacıyla kullanamayacak olup aksi halde aleyhine karşı işçi tarafından yöneltilecek davalar ile karşı karşıya kalabilecektir.
Av. Ceren ERKILIÇ SARIKAYA