Birleşik Arap Emirlikleri’nin en dinamik emirliklerinden biri olan Dubai, stratejik konumu, ileri düzey altyapısı ve çeşitlendirilmiş ekonomik yapısıyla küresel yatırımın kilit noktalarından biri haline gelmiştir. Petrol gelirlerine dayalı sektör modelini değiştirerek ticaret, finans, turizm ve teknoloji sektörlerinde sürdürülebilir büyüme hedefleyen Dubai, uluslararası yatırımcılara önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu makalede, Dubai’de şirket kurma sürecindeki temel adımlar ve bilinmesi gerekenler ele alınacaktır.
BAE, Dubai serbest bölgede kurulacak şirketler için özel teşvikler yürütmektedir. Sermaye, vergiler, iş gücü maliyeti, mülkiyet gibi yeni kurulacak bir şirketin ana başlığı olacak konuların düzenlenme misyonu yabancı yatırımcının rahatça ve kalıcı olarak iş kurabilmesine kolaylık sağlamaktır. BAE’nin bürokratik engellerden arındırdığı bu süreç içerisinde ülkenin düşük enflasyon oranı ve istikrarlı ekonomisi de yabancı yatırımcıya finansal olarak öngörülebilir bir pazar sunmaktadır.
Dubai'de şirket kurmak isteyen yabancı yatırımcı tarafından ilk olarak belirlenmesi gereken, kurulmak istenen şirketin serbest bölgede mi yoksa anakara bölgesinde mi kurulacağıdır. Serbest bölgelerde ve anakarada kurulacak şirketlerin tabi olduğu düzenlemeler hemen hemen her konuda farklıdır ve bu önemli karar tüm süreci değiştirmektedir. Yabancılar tarafından daha sık tercih edilen serbest bölge yatırımcılığı, dış kaynağın emirlik içerisinde yapılandırılmasını kolaylaştırmak için düzenlenmiş bir hukuki altyapıya sahiptir. Serbest bölgelerde şirket kurmanın uluslararası yatırımcılar açısından avantajından kısaca bahsedilecek olursa, uygulanan vergi politikası ve yatırımcının vergi yükünün ülkemize kıyasen çok hafif olması ilk sebep olarak listelenebilir. Dubai hükümetinin yabancı mülkiyetine açık olması ve yerli ortak zorunluluğu olmaması da emirlikte yatırım yapmayı cazip kılmaktadır. Şirket yapısının belirlenmesi, lisans başvuruları, sponsorluk ve çalışanlar için vize işlemleri ve vergi süreçleri yatırımcının en hızlı şekilde pazara dahil olmasını gözetmektedir. Dubai’de mülkiyet konusu hem şirket kurmak hem de ev satın almak bakımından kolay ve hızlı işleyen bir sürece tabiidir. Buna rağmen, serbest bölgeler anakaraya kıyasen daha kapalı bir ekonomik ekosistem sunmaktadır ve BAE’nin diğer emirlikleriyle etkileşimleri farklı derecelenmiştir.
Şirket kurmanın yanı sıra Dubai’de yeni bir hayat kurmak isteyen yatırımcılar için yatırımları aracılığıyla "Golden Visa" adı verilen uzun süreli oturma izni düzenlenmiştir. Bu oturma izni, genel hatlarıyla yatırımcılara Dubai’de uzun vadeli yerleşme ve ekonomik fırsatlardan yararlanma imkanı sunmaktadır. 2 veya 10 yıl sürelerle düzenlenen oturma izni yalnızca yatırımcıyı değil, ailesini de kapsamaktadır. Gayrimenkul yoluyla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) vatandaşlığına başvurma imkanı bulunmamaktadır fakat Dubai hükümeti, yabancı yatırımcıların bu oturma izni aracılığıyla kalıcı yerleşmelerini ve işlerini büyütmelerini teşvik etmektedir.
Sonuç olarak, Dubai, yabancı yatırımcılar için sunduğu ekonomik fırsatlar ve iş kurma kolaylıklarıyla dikkat çeken bir ticari merkezdir. Serbest bölgelerdeki vergi avantajları, mülkiyet kolaylıkları, yatırımcıların Dubai'yi tercih etmelerinde önemli etkenlerdendir. Dubai serbest bölgenin BAE hukuki düzenlemelerine tamamen bağlı olmaması ve uluslararası hukuka entegre edilmiş olması da göz önünde bulundurulması gereken bir faktördür. Aynı zamanda, ekonomik haraketlilik ve devamlılık Dubai'yi öngörülebilir ve güvenli bir pazar haline getirirken, Golden Visa gibi uzun süreli oturma izni imkanları da yatırımcıların Dubai'de uzun vadeli iş ve yaşam planları yapmalarını desteklemektedir. Dubai’de iş kurma süreci, stratejik kararlar ve iyi planlama gerektirse de, sunulan fırsatlar ve destekler bu süreci daha cazip hale getirmektedir. Serinin ilerleyen makalelerinde bu fırsatlar hukuki düzenlemeleriyle beraber derinlikli olarak incelenecektir.