E-TİCARET YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLER İLE GETİRİLEN YENİLİKLER NELERDİR?

E-TİCARET YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLER İLE GETİRİLEN YENİLİKLER NELERDİR?


Son yıllarda e-ticaret sektörü hızla büyüyerek hem tüketicilerin hem de satıcıların günlük yaşamında önemli bir yer edinmiştir. Bu büyümenin getirdiği sorunları çözmek ve sektördeki adaletsizlikleri gidermek amacıyla Türkiye’de e-ticaret yönetmeliğinde kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. 8 Mart 2025 tarihinde yayımlanan Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcı ve Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile birçok yeni kural getirilmiştir. Bu makalede, söz konusu değişikliklerin detayları ve sektöre olası etkileri kapsamlı şekilde ele alınacaktır.

Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Adresi Zorunluluğunun Kaldırılması 

E-ticaret satıcıları, Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) adresi edinmek ve bu adres üzerinden resmi yazışmaları yürütmek zorundaydı. Bu durum, özellikle küçük işletmeler için ek bir bürokratik yük oluşturuyordu. 8 Mart 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan yeni düzenleme ile satıcıların KEP adresi bulundurma zorunluluğu kaldırılmıştır. Artık e-ticaret satıcıları, yönetmelik uyarınca KEP adresi almak zorunda olmayacaklardır. Bu değişiklik, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için bürokratik yükün azaltılması anlamına gelmektedir. KEP sistemi, güvenli ve yasal geçerliliği olan elektronik iletişim sağlasa da bu hizmetin maliyeti ve yönetimi küçük işletmeler için zorluklar yaratabilmekteydi. Bu düzenleme ile işletmeler, daha esnek iletişim yöntemleri kullanarak operasyonel maliyetlerini düşürebilirler. Ancak, güvenlik ve doğrulama konularında zafiyet oluşturma potansiyeli bulunduğundan, işletmelerin alternatif güvenli iletişim yöntemlerine yönelmeleri önemlidir.

Tacir veya Esnaf Olmayan Satıcıların Bilgi Gösterimi 

Tacir veya esnaf statüsünde olmayan bireysel satıcılar, ad ve soyad bilgilerini e-ticaret platformlarında açıkça göstermek zorundaydı. Yeni yönetmelik, ad ve soyad bilgilerinin kamuya açık şekilde sergilenmesi zorunluluğunu kaldırmıştır. Ancak bu satıcılar, ad, soyad ve T.C. kimlik numaralarını yalnızca Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcı’ya (ETAHS) bildirmekle yükümlü olacaklardır. Bu düzenleme, bireysel satıcılar için bir tür gizlilik kalkanı görevi görmektedir. Kişisel bilgilerin kamuya açık platformlarda sergilenmesi, satıcılar için güvenlik riski oluşturabiliyordu. Öte yandan, tüketicilerin satıcı güvenilirliğini değerlendirme ihtiyacı da göz ardı edilmemelidir. Pazaryerlerinin doğrulama süreçlerini sıkı tutarak hem satıcı mahremiyetini koruması hem de tüketicilerin güvenini kazanması gerekmektedir.

Pazaryerlerinin Bilgi Doğrulama Sorumluluğu 

Pazaryerleri, satıcıların tanıtıcı bilgilerini her takvim yılının ilk üç ay içinde doğrulamakla yükümlüydü. Yeni düzenleme ile bu süre yılda en az bir kez yapılacak şekilde güncellenmiştir. Yani pazaryerleri, artık yılda en az bir kez satıcı bilgilerini doğrulamakla yükümlü olacaktır. Ayrıca ürün listelemediği takvim yıllarında tanıtıcı bilgilerini doğrulamakla yükümlü değildir.  Bilgi doğrulama sıklığının yıllık hale getirilmesi, pazaryerleri için bir rahatlama sağlasa da satıcı bilgilerinin güncel kalması önemli bir konudur. Bir yıl içinde satıcı bilgilerinde birçok değişiklik olabilir. Bu nedenle pazaryerlerinin, doğrulama süreçlerini yalnızca yıllık değil, anlık güncellemelerle de desteklemesi gerekebilir. Tüketici güvenini korumanın yolu, doğru ve güncel bilgiden geçmektedir.

Aracılık Sözleşmelerinde Cezai Şartların Uygulanması 

Önceki düzenlemelere göre, pazaryerleri, satıcılardan açıklama talep etmeden aracılık sözleşmesi gereği cezai şartlar uygulayabiliyordu. Ancak, yeni düzenleme ile açıklama talep edilmeden cezai şart uygulamak, "haksız ticari uygulama" olarak değerlendirilecektir. Ancak, bu durum belge ve kayıtlarla tespit edilirse, istisna uygulanabilecektir. Bu değişiklik, satıcı haklarını koruyarak, pazaryerlerinin keyfi cezai şartlar uygulamalarını engelleyecektir. Öte yandan, belge ve kayıt şartı getirilmesi, pazaryerlerinin haksızlığa uğramaması adına da dengeleyici bir mekanizma sunmaktadır.

Satıcı Verilerinin Taşınması ve Performans Değerlendirmeleri 

Önceden satıcılar pazaryerlerinde yer alan verilerini yalnızca sözleşme süresi içinde taşıyabiliyorlardı. Bu süreç genellikle sözleşmenin sona ermesiyle sınırlıydı ve satıcıların verilerine erişimleri sonlanıyordu. Yeni düzenleme ile satıcılar, sözleşme bitiminden sonra da 1 yıl içinde verilerini taşıyabileceklerdir. Bu durum, satıcıların daha uzun süre boyunca mevcut verilerini başka platformlara taşımasını sağlayacak ve verilerinin kaybolması riski en aza indirgenecektir. Ayrıca, satıcı performansına ilişkin değerlendirme puanları da bu verilerle birlikte taşınabilecektir. Bu, satıcıların geçmişte elde ettikleri başarıları diğer platformlarda da gösterme imkânı sunmaktadır. 

Sözleşme Değişikliklerinin Uygulama Süresi 

Eski düzenlemelere göre, e-ticaret hizmet sağlayıcıları ile yapılan sözleşme değişikliklerinin ne zaman yürürlüğe gireceğiyle ilgili belirli bir süre bulunmamaktaydı. Sözleşme değişiklikleri, diğer tarafın haberi olmadan derhal uygulanabiliyordu. Yeni düzenleme ile, sözleşme değişikliklerinin uygulanabilmesi için bildirim tarihinden itibaren 15 gün beklenmesi zorunlu hale getirilmiştir. Ancak, bazı özel durumlarda (örneğin teknik geliştirmeler veya komisyon oranlarının artırılması gibi) bu süre 30 gün olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcıları’nın (ETHS) lehine yapılan değişikliklerde, yalnızca ETHS’ye bildirim yapılması yeterli olacak ve 15 günlük bekleme süresi uygulanmayacaktır. Son olarak, düzenleyici ve denetleyici otoriteler tarafından alınan kararlar ve yapılan düzenlemeler sonucunda sözleşme değişiklikleri zorunlu hale gelirse, belirtilen süreler geçerli olmayacak ve değişiklikler derhal uygulanacaktır.

Çevrim İçi Arama Motorlarında Marka Koruması 

İşletmelerin marka adı niteliğindeki alan adlarının dijital ortamda korunması, e-ticaretin yoğun rekabet ortamında büyük önem taşımaktadır. Yeni düzenlemelere göre, marka adlarının kötüye kullanımını engellemek için, şikâyet edilen anahtar kelimeler çevrim içi arama motorlarında negatif anahtar kelime olarak eklenmesi zorunlu hale getirilmiştir. Eğer bir ihlal tespit edilirse, Bakanlık tarafından idari yaptırım uygulanacak ve ilgili reklam verenler, şikâyete konu anahtar kelimeleri tam eşleme ile negatif anahtar kelimelere eklemek zorunda kalacaktır. Bu sayede, markaların adlarının yanıltıcı reklamlarda kullanılmasının önüne geçilerek haksız rekabetin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. 

Ürün Güvenliği Kanunu Kapsamındaki Değişiklikler 

Yeni düzenlemelerle birlikte, pazaryerlerinin ürün güvenliği konusundaki denetim yükümlülükleri önemli ölçüde genişletilmiştir. Eski düzenlemede pazaryerlerinin yalnızca ürünlerin fiziksel güvenliği konusunda denetim yapma yükümlülüğü bulunuyordu. Ancak, yeni düzenlemeyle bu yükümlülük yalnızca fiziksel güvenlikle sınırlı kalmayıp, satış öncesi ve sonrası denetimleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Artık pazaryerleri, her yıl ürün güvenliği ile ilgili denetimler yaparak bu denetimlere dair raporları Bakanlığa sunmak zorundadır. Bu değişiklik, pazaryerlerinin yalnızca ürünlerin güvenliğini denetlemelerini değil, aynı zamanda güvenli alışveriş ortamları sağlamayı hedefleyen daha kapsamlı bir sorumluluk üstlenmelerini de sağlamaktadır. Tüketicilerin korunması açısından, bu düzenleme önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Yani, ürün güvenliği yönetmelikleri artık daha sıkı ve detaylı bir şekilde uygulanacak, pazaryerleri her aşamada sorumlu olacaktır.

Reklam Bütçesi, Sponsorluk Harcamaları ve Yenilenmiş Ürünler İçin Yapılan Harcamalar

Yeni düzenlemeler, reklam bütçeleri ve sponsorluk harcamaları üzerinde önemli değişiklikler getirmiştir. Eskiden, pazaryerlerinin reklam bütçesinin %25'ine kadar olan sponsorluk harcamaları reklam bütçesine dahil edilmiyordu. Bu durum, pazaryerleri ve satıcılar için daha sınırlı bir reklam harcaması alanı yaratıyordu. Ancak yapılan değişiklikle, sponsorluk harcamalarının reklam bütçesine dahil edilme oranı %50'ye çıkarılmıştır. Bu, pazaryerlerine daha fazla esneklik sağlamakta ve sponsorluk anlaşmalarını reklam bütçesine daha rahat bir şekilde dahil etmelerini mümkün kılmaktadır. Böylelikle satıcılar da daha geniş bir reklam imkânına sahip olacaklardır. Diğer yandan, yenilenmiş ürünler için yapılan reklam ve indirim harcamaları, önceki düzenlemelere göre reklam ve indirim bütçesine dahil edilmiyordu. Yenilenmiş ürünler için yapılan harcamaların %5'i artık reklam ve indirim bütçesine dahil edilmeyecektir. Bu değişiklik, yenilenmiş ürünler için daha dikkatli bütçe yönetimi gerektirebilir ve pazaryerleri ile satıcılar için stratejik planlamayı zorlaştırabilir. Ancak bu düzenleme, yenilenmiş ürünlerin değerini ve pazarını düzenlemeyi amaçlamaktadır.

İndirim Bütçesi, Taksitli Satışlar ve Afet Durumları Kapsamındaki Değişiklikler 

Yeni düzenlemeye göre, indirim bütçesi hesaplamaları daha geniş bir yelpazeyi kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Eskiden, pazaryerlerinin taksitli satışlarda sağladığı ödeme erteleme imkânları ve alıcıya sağlanan benzeri avantajlar, genellikle indirim bütçesi dışında tutuluyordu. Ancak, yeni düzenleme ile, taksitli satışlarda ödemelerin ertelenmesi ve vade farkı bedelleri gibi işlemler için pazaryerinin üstlendiği bedeller de indirim bütçesi içerisine dâhil edilmiştir. Bu değişiklik, pazaryerlerine ek maliyet yüklerken, satıcılara daha fazla esneklik ve maliyet yönetimi fırsatı sağlamaktadır. Ayrıca, afet durumları (deprem, yangın, sel gibi) sırasında yapılan yardımlar ve sağlanan indirimler, eski düzenlemelerde genellikle indirim bütçesi kapsamında değerlendiriliyordu. Yeni düzenleme ile, afet durumlarında alıcı ve satıcılara sağlanan indirimler, indirim bütçesi hesaplamalarına dahil edilmeyecektir. Bu değişiklik, afetlerden etkilenen toplulukların desteklenmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla yapılan yardımların daha verimli kullanılmasına olanak tanıyacaktır. Bunların yanı sıra, sosyal ve ekonomik yardımlar sağlayan düzenlemeler de toplumun dezavantajlı kesimlerinin ekonomik ve sosyal hayata katılımını artırmak amacıyla indirim bütçesi dışı bırakılmaktadır. Bu değişiklik, toplumsal dayanışmayı artırmayı ve afet gibi durumlarda yardımların daha etkin olmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Yurtdışı Satış ve Yatırım Harcamalarının Lisans Ücretine Etkisi 

Söz konusu yeni düzenlemeyle, Türkiye'deki e-ticaret şirketlerinin (ETAHS) lisans ücretlerinin hesaplanmasında çeşitli kriterler belirlenmiştir. ETAHS’lerin net işlem hacimleri ve işlem sayıları dikkate alınarak, belirli eşikler aşıldığında lisans almak ve yenilemek zorunlu hale gelmektedir. Yurt dışına yapılan satışlar ve yatırım harcamaları hesaplamalara dahil edilmez, ancak belirli şartlarla yatırım harcamaları indirime tabi tutulabilir. Ayrıca, Türkiye'deki e-ticaret pazar yerlerinden yurt dışına yapılan satışlar için net kurallar belirlenmiş olup, bu satışlar için lisans ücretleri hesaplanırken iptal ve iadeler hariç tutulur. Bu düzenleme, Türkiye'nin e-ticaret alanındaki uluslararası rekabet gücünü artırmaya yönelik stratejinin bir parçası olarak, şirketlerin daha fazla yatırım yapmalarını ve global pazarlarda daha etkin bir şekilde faaliyet göstermelerini sağlayacaktır. 

Sipariş ve Stok Bilgileri Paylaşımı Zorunluluğu 

Yapılan düzenleme ile, tüm pazaryerlerinin satıcılarıyla eş zamanlı olarak sipariş bilgilerini paylaşması ve satıcıların stok bilgilerini güncellemesi yükümlülüğü getirilmiştir. Bununla birlikte, yiyecek ve içecek hizmeti sunan pazaryerleri (lokanta, restoran, kafe vb.) için bu yükümlülükten muafiyet getirilmiştir. Bu değişiklik, e-ticaret sektöründeki genel denetimlerin güçlendirilmesine olanak tanırken, yiyecek sektöründeki pazaryerleri için daha esnek bir düzenleme sağlamaktadır. Önceden tüm pazaryerleri için geçerli olan bu yükümlülük, şimdi yalnızca yiyecek dışındaki sektörel faaliyetlerde uygulanmaktadır. Bu düzenleme, özellikle yiyecek sektöründeki pazaryerleri için daha az yükümlülük getirirken, genel e-ticaret sektörü için denetimlerin güçlenmesini sağlamaktadır.

SONUÇ 

Yeni düzenlemeler, Türkiye'deki e-ticaret ekosisteminde önemli değişikliklere yol açarak sektörün geleceğini şekillendirecektir. Bu düzenlemeler, e-ticaret sektöründe daha güvenli, düzenli ve şeffaf bir iş ortamı oluşturmayı amaçlarken, pazaryerleri ve satıcılar için uyum süreci zorlu olabilir. E-ticaret işletmecilerinin bu değişikliklere hızlıca adapte olmaları ve gerekli düzenlemeleri yapmaları, rekabetçi avantajlarını koruyabilmeleri için kritik öneme sahiptir. Yönetmelikte yapılan son değişiklikler, satıcılar ve tüketicilerin haklarını koruyarak, KEP zorunluluğunun kaldırılması, bilgi doğrulama süreçlerinin yeniden düzenlenmesi ve cezai şartların sıkı denetim altına alınması gibi adımlarla sektörde adil bir ortam yaratmayı hedeflemektedir. Ancak bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve sürekli denetlenmesi gerekmekte; özellikle pazaryerlerinin bu süreçleri şeffaf ve titizlikle yürütmesi, sektörün güvenilirliğini artıracaktır. 

Benzer Makaleler