İLGİLİ MEVZUAT VE REKLAM KURULU KARARLARI IŞIĞINDA E-TİCARET REKLAMLARINDA YANILTICI İNDİRİM VE FİYAT UYGULAMALARI

İLGİLİ MEVZUAT VE REKLAM KURULU KARARLARI IŞIĞINDA E-TİCARET REKLAMLARINDA YANILTICI İNDİRİM VE FİYAT UYGULAMALARI

Günümüzde e-ticaret sektöründe yoğun rekabet ve sık indirim kampanyaları, tüketicilerin alışveriş kararlarını büyük ölçüde etkilemektedir. Özellikle dönemsel kampanyalarda satıcılar, cazip indirimler sunarak satışlarını artırmayı hedefler. Ancak bu kampanyaların bazıları gerçekte yanıltıcı indirim ve fiyat uygulamalarına dayanabilmektedir. Türk hukukunda tüketicinin bu tür aldatıcı reklamlara karşı korunması amacıyla ayrıntılı yasal düzenlemeler mevcuttur. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) başta olmak üzere, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un ilgili hükümler içermekte; ayrıca Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kurulu aktif denetimler yapmaktadır. Nitekim Ticaret Bakanlığı, 2024 yılı boyunca “şahane cuma”, “en uzun gün”, “yılbaşı indirimi” gibi temalarla yürütülen indirim kampanyalarını mercek altına almış ve yalnızca 2024 yılında tüketiciyi yanıltan tanıtımlara 41,4 milyon TL’den fazla idari para cezası uygulanmıştır.

Bu veriler, konunun e-ticaret dünyasında ne denli önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Bu makalemizde; e-ticaret reklamlarında sıkça karşılaşılan yanıltıcı indirim ve fiyat manipülasyonu uygulamalarının hukuki niteliğini inceleyecek; ilgili mevzuat hükümleri, güncel Reklam Kurulu kararları ve içtihatlar ışığında değerlendirme yapacak; uygulamadaki sorunlar ve uyulması gereken kurallar ortaya konularak sonuç bölümünde pratik önerilere yer vereceğiz. Keyifli okumalar!

1. İlgili Mevzuat

 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 10.01.2015 tarihli, 29232 sayılı resmi gazetede yayınlanan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği; ticari reklamlara ilişkin temel hususları hükme bağlamaktadır. belirlemektedir. Kanun’un 61. maddesi uyarınca ticari reklamlar doğru, dürüst, mevzuata uygun olmalı; tüketiciyi aldatıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici nitelikte olmamalıdır.

İndirim kampanyaları da bu kapsamdadır. Kanun’un 61. maddesinin devamında, reklamlarda uyulacak usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Bu çerçevede çıkarılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği (“Reklam Yönetmeliği”), reklamların taşıması gereken dürüstlük kurallarını ve uyulması gereken özel koşulları detaylandırmaktadır. 


Yönetmelik, aldatıcı ticari uygulamaları; genel anlamda bir mal veya hizmete ilişkin gerçek dışı veya tüketiciyi yanıltıcı bilgi vererek ortalama tüketicinin ekonomik davranışını etkileme potansiyeli olarak tanımlamaktadır. Özellikle fiyat veya indirim oranı gibi kritik bilgilerde tüketiciyi yanıltacak beyanlar, açıkça mevzuata aykırıdır. Nitekim Yönetmelik m.7’de dürüstlük ilkesi kapsamındaki kurallar vurgulanmış; m.14’te ise indirimli satış reklamlarına özgü ek yükümlülükler getirilmiştir. Örneğin, bir ürünün indirimli satışa sunulmasından önceki fiyatının, indirim başlangıç tarihinden önceki 30 gün içindeki en düşük fiyat olması gerektiği yönünde bir kural getirilmiştir

Bu düzenleme, satıcıların yapay olarak fiyat yükseltip indirim yapıyor görünmelerini engellemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca indirimli satışın başlangıç ve bitiş tarihleri ile indirimli satışa konu mal veya hizmetin stok adedi sınırlı ise bunun miktarı reklamda açıkça belirtilmelidir


Aksi halde, tüketicide aslında olmayan bir avantaj algısı oluşturmak veya gerçekçi olmayan bir aciliyet duygusu yaratmak söz konusu olacağından, reklam aldatıcı kabul edilir.


Reklam Kurulu, Kanun’un 63. maddesi uyarınca ticari reklamları denetlemek ve ihlal tespit ettiğinde yaptırım uygulamakla görevli idari otoritedir. Reklam Kurulu, 6502 sayılı Kanun ile Reklam Yönetmeliği hükümlerine aykırı reklamları inceleyerek durdurmadüzeltme veya idari para cezası gibi yaptırımlara karar verebilir. Özellikle internet üzerinden yapılan aldatıcı indirim reklâmları son yıllarda Reklam Kurulu’nun öncelikli inceleme alanlarından biri haline gelmiştir. Bakanlık ve Reklam Kurulu, e-ticaretteki özel indirim günlerinde re’sen incelemeler yapmakta; tüketicilerin yoğun ilgisini çeken kampanyaları yakın takibe almaktadır

Reklamlardaki yanıltıcı indirim uygulamaları, aynı zamanda haksız rekabet olarak da değerlendirilebilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesi; dürüstlük kuralına aykırı ticari uygulamaları haksız rekabet kapsamında düzenlemektedir. TTK m.55/1-(a)(2), bir tacirin ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmasını haksız rekabet halleri arasında saymıştır.

Haksız rekabet fiillerine karşı, zarar gören rakipler veya diğer ilgililer hukuk davası açabilir. TTK m.56 uyarınca haksız rekabetin men’i (durdurulması), sonuçlarının ortadan kaldırılması (örneğin düzeltici ilan yapılması) ve kusur varsa uğranılan zararın tazmini talep edilebilir. 

Ayrıca haksız rekabet fiilleri, TTK m.62’de öngörülen cezai yaptırıma da tabidir. Kasten haksız rekabet yapanlar, rakibin şikayeti üzerine adli para cezası veya iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilir. 

2. Yanıltıcı İndirim ve Fiyat Manipülasyonları ile Reklam Kurulu Kararları

E-ticarette karşılaşılan yanıltıcı indirim ve fiyat manipülasyonu; son yıllarda Reklam Kurulu tarafından verilen kararlara yansımış, ilgili firmalar ciddi yaptırımlarla karşılaşmışlardır. Aşağıda, belirli haksız ticari uygulamalar ve Reklam Kurulu kararlarına yansıyan örneklerini  inceleyeceğiz.

Gerçek Dışı İndirim Oranları: En yaygın örnek, ürünün önceki satış fiyatı hakkında yanlış beyanda bulunmaktır. Satıcı, ürünü aslında hiç uygulamadığı bir yüksek fiyattan satıyormuş gibi gösterip (örneğin “Eski fiyatı: 1000 TL” ibaresi), indirimli fiyat olarak gerçekte normal satış fiyatını sunabilir (“Yeni fiyat: 500 TL”). Bu durumda ilan edilen “%50 indirim” gerçekte mevcut değildir. Bu tür fiyat mukayeseleri, tüketicide önemli bir avantaj algısı yarattığı için aldatıcı reklam sayılır. Hukuken, böyle bir durumda reklam veren fiyat hakkında gerçeğe aykırı bilgi vererek tüketiciyi aldattığı için 6502 sayılı Kanun m.61 ve Reklam Yönetmeliği m.7’ye aykırılık oluşturur.

Kanun gereği indirim öncesi fiyatın son 30 günün en düşük fiyatı olması zorunluluğu, bu tip manipülasyonları önlemek amacıyla getirilmiştir. Satıcıların, indirim kampanyası başlatmadan önceki 30 gün boyunca uyguladıkları en düşük fiyatı kayıt altında tutmaları ve indirimli satışta referans fiyat olarak bunu aşmamaları gerekir.

Yanıltıcı İndirim Süreleri: Bir diğer sık rastlanan yöntem, tüketiciyi aceleyle satın almaya yöneltmek için süre kısıtlaması veya stok kısıtlaması konusunda yanıltıcı bilgi vermektir. Örneğin, bir e-ticaret sitesinde “Son 3 Saat – %70 İndirim!” ibaresiyle geri sayım sayacı konulup, belirtilen sürenin bitiminde kampanyanın aslında bitmemesi, aynı koşullarla uzatılması durumunda tüketici kasıtlı olarak yanlış yönlendirilmiş olur. Reklam Kurulu yakın tarihte böyle bir olayı incelemiş; 2024/2310 sayılı kararında bir internet servis sağlayıcısının web sitesinde “Son fırsat” ve “Sınırlı süreli” ifadeleriyle geri sayım sayaçları kullanarak kampanya yapıp, süre bitince aynı kampanyayı yeniden başlattığı tespit edilmiştir. Kurul tarafından, kampanya süresinin defalarca uzatılarak kesintisiz devam ettirilmesinin, tüketicide kısa sürede bitecek bir fırsat algısı yaratıp aldatıcı bir etki doğurduğuna karar verilmiş Reklam Yönetmeliği’nin temel ilkelerine ve haksız ticari uygulama yasağına aykırı bulunmuş; ilgili firmaya 550.059,00 TL idari para cezası ve reklamın durdurulması yaptırımı uygulanmıştır

Benzer şekilde, “stoklarla sınırlı” denilen bir indirimde stok durumunun gerçeğe aykırı sunulması da aldatıcıdır. Eğer bir ürünün stokta kalmadığı halde sırf müşteri çekmek için indirimde gösterildiği tespit edilirse yaptırıma tabi tutulmaktadır. Nitekim Reklam Kurulu, stoğu tükenmiş bir ürünün Google reklamlarında indirimli olarak gösterilmeye devam edilmesini mevzuata aykırı bularak ilgili firmaya 347.128,00 TL idari para cezası ve reklamın durdurulması yaptırımı uygulamıştır.

İndirimli Fiyatın Uygulanmaması: Tüketiciyi yanıltan bir diğer durum, ilan edilen indirimli fiyatın satın alma aşamasında geçerli olmamasıdır. Örneğin bir platformda ürün listesinde “Sepette %40 indirim” ibaresi yer aldığı hâlde, tüketici ürünü sepete eklediğinde indirim uygulanmıyorsa, reklam açıkça yanıltıcıdır. Bu konuda 2023 yılı içinde yaşanan bir olayda, bir e ticaret pazaryerinde satış yapan bir satıcının ilanında “Sepette %40 indirim” vaadi verdiği halde, sepete gidildiğinde indirimi yansıtmamıştır. Reklam Kurulu bu durumu tüketiciye vaat edilen avantajın sunulmaması şeklinde değerlendirerek ilgili firmaya 347.128,00 TL idari para cezası ve reklamın durdurulması yaptırımı uygulamıştır.

Fiyat İstikrarı ve Yanıltıcı Karşılaştırmalar: Bazı e-ticaret satıcıları, “Şu anda indirimli fiyat X TL, yarın fiyat Y TL olacak” diyerek tüketiciye gelecekte ciddi bir zam olacağı izlenimi vermektedirler. Eğer bu beyan doğru değilse veya abartılı ise yine aldatıcı uygulama sayılır. Örneğin, bir satıcı elektronik bir ürün için “Şu an 4.999 TL, 3 saat sonra 10.331 TL olacak” şeklinde geri sayım içeren bir kampanya yapmış; ancak belirtilen süre geçtikten sonra ürünün fiyatı 10.331 TL değil, 5.399 TL olarak kalmıştır. Reklam Kurulu bu durumu tüketicide hızlı alışveriş güdüsünü canlandırmaya yönelik manipülatif bir taktik olarak nitelendirmiş ve firmanın belirttiği fiyata uymayan bir zam/indirim kurgusu sunmasını mevzuata aykırı bularak 347.128,00 TL idari para cezası ve reklam durdurma cezası vermiştir.

Özetle, e-ticarette indirim kampanyalarının hukuki çerçevesi, tüketiciye sunulan tüm bilgilerin doğru, eksiksiz ve yanıltıcı etkiden uzak olmasını gerektirir. İndirim oranı, önceki fiyat, kampanya süresi, stok adedi, fiyat avantajının şartları gibi hususlarda şeffaf ve dürüst davranılmalıdır. Aksi takdirde hem tüketici hukuku hem de ticaret hukuku bakımından sorumluluk doğacaktır. İdari yaptırımların yanı sıra, rakipler tarafından açılan hukuk davaları yoluyla da içtihatlar oluşmaktadır. Son yıllarda e-ticaret alanında özellikle büyük online pazar yerlerine karşı davalar gündeme gelmiştir.

3. İdari Yaptırımlar ve Cezalar

Mevzuata aykırı yanıltıcı reklam ve haksız ticari uygulamalar tespit edildiğinde uygulanan çeşitli yaptırımlar bulunmaktadır.

Reklamın Durdurulması: Reklam Kurulu, bir reklamın mevzuata aykırı olduğunu saptarsa öncelikle o reklamın yayımlanmasının durdurulmasına karar verir. Bu, ilgili indirim kampanyasının devam eden yayınının derhal sonlandırılması anlamına gelir. Karar, reklam veren tarafa tebliğ edilir edilmez reklam yayını kesilmelidir. Özellikle internet reklamlarında Kurul gerektiğinde erişimin engellenmesi tedbirine de başvurabilmektedir Örneğin; Kasım 2024’de yapılan denetimlerde, 29 reklam hakkında erişim engeli getirilmesine karar verilmiştir

Bu, genellikle yurt dışı kaynaklı ya da taklit siteler aracılığıyla yürütülen aldatıcı kampanyalar için devreye alınan bir önlemdir.

Düzeltme Yayınlatma: Kanun, gerekli hallerde aynı yöntemle düzeltici reklam yayınlatılabileceğini öngörmektedir. Örneğin çok yaygın bir mecrada tüketiciyi yanıltan bir kampanya yürütüldüyse, Reklam Kurulu reklam verenin aynı mecrada bir düzeltme veya tekzip mahiyetinde ilan yapmasına karar verebilir. Bu uygulama pratikte nispeten az görülmekle birlikte, kanundaki yaptırım seçeneklerinden biridir.

İdari Para Cezaları: Yanıltıcı indirim ve fiyat reklamlarının en somut sonucu, yüksek tutarlı idari para cezalarıdır. 6502 sayılı Kanun’un 77. maddesi, aykırılığın gerçekleştiği mecraya göre değişen para cezası miktarlarını düzenlemiştir. Tekrar eden ihlallerde veya geniş kitleleri etkileyen ağır durumlarda üst sınıra yakın cezalar verilebilecek; küçük ölçekli işletmelerin daha düşük cezalarla uyarılması mümkün olacaktır. 6502 sayılı Kanun’a eklenen uzlaşma hükümleri sayesinde, reklam cezasına muhatap şirket, dava yoluna gitmek yerine Bakanlık ile uzlaşarak cezanın belirli bir oranını ödeyip süreci sonlandırabilir. Bu mekanizma, her iki taraf için de hızlı ve kesin çözüm sunması bakımından önemlidir.

Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkeme Süreçleri: Eğer yanıltıcı indirim nedeniyle bireysel tüketiciler maddi zarara uğramışsa (örneğin aslında var olmayan bir indirimden etkilenip alışveriş yaptılarsa), tüketici, satıcıdan uğradığı zararların tazminini talep edebilir. Uygulamada tüketiciler çoğunlukla memnun olmadıkları işlemi iade/cayma hakkı ile çözüme kavuşturmakta veya Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak ödediği bedelin iadesini istemektedir. Hakem heyeti kararları, satıcıyı para iadesine hükmedebilir fakat bu genellikle düşük meblağlar olduğundan esas caydırıcı mekanizma yine idari yaptırımlar olmaktadır. 

Sonuç olarak, yanıltıcı indirim ve fiyat uygulamalarına karşı idari yaptırımlar oldukça ağır seyretmektedir. Para cezalarının yanı sıra, reklam durdurma ve teşhir olma riski, şirketler üzerinde ciddi bir caydırıcı etki yaratır. Özellikle büyük e-ticaret platformlarının art arda aldığı cezalar, sektör genelinde uyum ihtiyacını arttırmıştır. Bu nedenle şirketlerin, reklam ve kampanya süreçlerinde hukuki denetimi sürece dahil etmeleri hayati önem taşır.

4. Sonuç ve Öneriler

E-ticaret reklamlarında indirim ve fiyat bilgileri, tüketicilerin kararlarını doğrudan etkilemesi nedeniyle hukuken hassas bir alandır. Türk hukuku, gerek tüketici hukuku gerekse ticaret hukuku boyutuyla, yanıltıcı indirim uygulamalarına karşı güçlü bir koruma yapısı oluşturmuştur. Son yıllarda verilen idari kararlar ve yargı içtihatları, dürüst olmayan indirim kampanyalarının ciddi yaptırımlarla cezalandırıldığını ortaya koymuştur. 

E-ticaret şirketlerinin kampanya süreçlerinde hukuki risklerini azaltmak için, özellikle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 61-62. maddeleri, Ticari Reklam Yönetmeliği ve Türk Ticaret Kanunu'ndaki haksız rekabet hükümleri başta olmak üzere, ilgili mevzuatı ayrıntılı biçimde tanımaları ve bu düzenlemelere uygun hareket etmeleri gerekmektedir. Şirketler kampanyalarını açık, net ve yanıltıcı olmayacak şekilde hazırlamalı, tüketicilerin yanlış anlamasına yol açabilecek ifadelerden kaçınmalıdırlar. Bu amaçla, özellikle geniş çaplı kampanyalar öncesinde şirket içi hukuk danışmanları veya avukatlarca hukuki kontrol sağlanmalı ve varsa riskli veya muğlak ifadeler düzeltilmelidir.

Ayrıca e-ticaret firmaları, kampanya öncesindeki fiyat politikalarını, stok durumlarını ve diğer ilgili bilgileri detaylı olarak belgelemeli, herhangi bir denetim veya Reklam Kurulu soruşturmasında ispat yükümlülüğünü yerine getirebilecek durumda olmalıdırlar. Şirketin ilgili çalışanları düzenli olarak yanıltıcı reklamların olası hukuki sonuçları konusunda eğitilmeli ve e-ticaret altyapısının mevzuata tam uyumu sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra şirketler, Reklam Kurulu kararlarını ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan sektör duyurularını yakından takip ederek, reklam ve kampanya uygulamalarını sürekli güncel tutmalıdırlar. Böylece hem olası idari yaptırımlardan korunabilecek hem de tüketici güvenini kazanarak ticari itibarlarını koruyabileceklerdir. 

Av. Mehmet Emre DARICI

Benzer Makaleler