ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ VE ARABULUCULUK
Uyuşmazlıkları çözüme kavuşturma işlevi esasında devletin işidir ve devlet bu işlevini, yargı erkini kullanmak suretiyle yerine getirir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ise tarafsız bir üçüncü kişinin taraflara, uyuşmazlığı çözme konusunda yardımcı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortadan kaldırılması için çözümler ürettiği, devletin yargı organları yanında varlığını sürdüren ve seçimlik nitelik taşıyan uyuşmazlık çözme yöntemleridir.
Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin değişik türleri olmakla birlikte, bu yöntemlerin en temel üçlüsü müzakere “negotiation”, arabuluculuk “mediation”, ve tahkim “arbitration”dır.
Müzakere, tarafların uyuşmazlık konusunu, taleplerini, nasıl bir çözüm istediklerini karşılıklı olarak ortaya koyup tartıştıkları bir alternatif çözüm yöntemiyken arabuluculuk, tarafsız bir üçüncü kişi olan arabulucunun yardımı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözülmesi yöntemidir.Bir diğer yöntem olan tahkim ise uyuşmazlığın devlet yargısı yerine hakem denilen özel kişiler aracılığı ile çözülmesidir.
ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YOLU OLARAK ARABULUCULUK
Arabuluculuk, uzmanlık eğitimi almış tarafsız ve bağımsız üçüncü bir kişi tarafından yürütülen ve tarafların bir araya gelerek uyuşmazlıklarına ilişkin bir çözüm süreci geliştirmelerini sağlamayı amaçlayan ihtiyari bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
07/06/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda tanımlandığı üzere; “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uz- manlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemine” arabuluculuk denmektedir (6325/m.2).
Taraflar arabuluculuk süresince eşit haklara sahiptirler kısaca tarafların süreç dışında bırakılmamak veya söz hakkının diğer tarafa göre kısıtlanmaması yönünde sürecinin tamamına dair tüm hakları eşittir. Aksi taraflarca kararlaştırılmadığı sürece arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya herhangi bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. Taraflar da gizliliğe riayet etmekle yükümlüdürler. Gizlilik kuralına aykırı hareket eden arabulucu hakkında; arabulucu sicilinden silinme kararı verilebilir. Ayrıca hukuki ve cezai sorumluluğu da bulunmaktadır.
Arabuluculuk faaliyeti esas itibariyle alternatif bir çözüm yöntemi olduğundan dolayı tarafların bu yola başvurma ve başvurmama hakları söz konusudur.Taraflardan birinin aynı olduğu ve bir ay içinde başvurulan en az on beş uyuşmazlık seri uyuşmazlık olarak kabul edilir. Ancak 1 Ocak 2018 tarihinden bu yana işçi alacakları için arabulucuya başvurmak zorunlu hale getirilerek dava şartı olmuştur. Yani özetle arabuluculuk alternatif bir çözüm yolu olmaktan çıkıp zorunlu çözüm yolu haline gelmiştir. Bu durumun esas amacı mahkemelerdeki iş yükünü azaltarak daha az maliyetle uzun süren yargılamalara bağlı kalmaksızın işçinin alacağına kavuşmasını sağlamaktır.
TÜRKİYE’DE İŞ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK
İş uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yollarının amacı işçi ve işveren arasında yaşanan anlaşmazlıkların daha kısa sürede ve düşük maliyetlerle adil ve dostane bir şekilde çözümlenmesidir. Dava şartı olarak arabuluculuk kurumu hukukumuza ilk defa 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile girmiştir. İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse bu davalarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunludur. Bu başvurunun yapılmamış olması ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu M.114 uyarınca dava şartı eksikliği olarak değerlendirilecektir. Ancak tarafların serbest iradeleriyle yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma zorunluluğu bulunmamaktadır. Arabulucuda anlaşılamaması halinde tarafların mahkeme huzurunda haklarını arayabilecektir.
Taraflar kanunda belirtilen zorunlu arabuluculuk kapsamına girmeyen uyuşmazlıklar için de ihtiyari olarak da arabulucuya başvurabilirler. İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesine göre iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu uyuşmazlıkların tarafları İş Mahkemeleri’nde dava açabilecekleri gibi arabuluculuk müessesesine de başvurabileceklerdir.
İŞE İADE DAVALARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK
01.01.2018 tarihinden itibaren iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorundadır. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır. Bir aylık hak düşürücü süre içerisinde feshin geçersizliği iddiasıyla arabulucuya başvurmayan işçi, artık işe iade davası açma hakkını kaybeder; işveren tarafından yapılan fesih de geçerli bir feshin hüküm ve sonuçlarını doğurur.
ARABULUCULUK SÜRECİ
Yetkili Arabuluculuk Bürosu:
Arabuluculuk başvurusu karşı tarafın yerleşim yerinin veya işin görüldüğü yerin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna yapılır, karşı tarafın birden fazla olması halinde ise bunlardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna başvurulur. Arabuluculuk bürosu bulunmaması halinde başvuru Sulh Hukuk Mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılır.
Arabulucunun Görevlendirilmesi:
Görev yapacak arabulucu, arabuluculuk siciline kayıtlı arabulucular arasından arabuluculuk bürosu tarafından görevlendirilebileceği gibi tarafların gönderilen liste içinden arabulucu üzerinde anlaşmaları da mümkündür.
Görevlendirilen arabulucu tarafları görevlendirildiği konusunda bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Taraflar arabuluculuk görüşmelerine bizzat katılabilecekleri gibi kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla da katılabilir ve tüm bunlara ek olarak işverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı görüşmelere işvereni temsilen katılabilmektedir. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde ise işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, tarafların anlaşabilmeleri için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.
Arabuluculuk Süresi:
İş davalarında arabuluculuk ancak kanunda öngörülen süreler içerisinde yapılabilir. İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesinin 10. Fıkrasına göre arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirdiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırmalıdır. Söz konusu bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta süreyle uzatılabilir. Ancak iş davalarında ihtiyari arabuluculukta ise süre bakımından söz konusu madde hükmünce öngörülen sınırlama uygulanmayacaktır.
Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından itibaren son tutanağın hazırlanması tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süreleri durmakta ve hak düşürücü süreler işlememektedir.
Arabuluculuğun Sona Ermesi:
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1 Arabuluculuğun sona ermesi başlıklı 7. Maddesinin 1. Fıkrasına göre arabuluculuk aşağıdaki hallerde sona erer;
- Tarafların anlaşmaya varması,
- Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi,
- Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi,
- Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi,
- Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.
Arabuluculuğun belirtilen şekillerde sona ermesi durumunda arabulucu tarafından taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatları tarafından imzalanan bir son tutanak düzenlenir.
Aynı maddedin 2. Fıkrasında ise bu ihtimaller; tarafların anlaşmaları, anlaşmamaları veya başka şekilde sonuçlanma olarak sayılmıştır.
Tarafların arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşması halinde uygulanacak kurallar HUAK m. 18’de düzenlenmiştir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacaktır. Arabuluculukta anlaşılamayan hususlarda sise dava açılabilmesi mümkündür. Tarafların anlaşamadığına dair düzenlenen tarafları, avukatlarının veya kanuni temsilcilerinin ve arabulucunun imzasını içeren anlaşamama tutanağı İş Mahkemesinde açılacak davanın dava dilekçesi eklenmelidir. Aksi halde verilecek ek ibraz süresi içerisinde de dava dosyasına ibraz edilmezde dava usulden reddedilir.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde bu anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir, anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. (Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 18 f. 1) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Taraflar, anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini görevli ve yetkili mahkemeden talep edebilirler. Anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi olmadan da geçerlidir. Ancak, icra edilebilirlik şerhi içeren anlaşma belgesi, mahkeme tarafından verilen bir karar gibi, yani ilam niteliğindeki bir belge gibi işlem görür.İcra edilebilirlik şerhi içeren anlaşma belgesi tıpkı bir mahkeme kararı gibi ilamlı icra yoluyla takibe konulabilir.
İş davalarında arabuluculuk düzenlemesinde arabulucu taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.
İş Kanunu’nun 21. Maddesine göre, işe iade talebiyle yapılan arabuluculuk görüşmeleri sonunda tarafların işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde; a) işe başlatma tarihini, b) çalıştırılmadığı süre için işçinin en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının parasal miktarını, c) işe başlatılmaması durumunda işçiye ödenecek tazminatın parasal miktarını belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir.
Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmaya varılamaması halinde ise taraflar son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açabileceklerdir. Hak düşürücü süre olan iki haftalık dava açma süresinin başlangıcı kanunda “tutanağın düzenlendiği tarih” olarak öngörülüyorsa da, bunu arabulucunun düzenlediği son tutanağın işçiye tebliği tarihi olarak anlamak gerekmektedir. Öte yandan bu sürenin kesilmesi ya da durması da söz konusu değildir.
Arabuluculuk ücreti:
İş Mahkemeleri Kanunu m.3’e göre tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde arabuluculuk ücreti Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin (“Ücret Tarifesi”) eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır.
Stj. Av. Aleyna Nur Acır